Pazartesi günü Kenan Gişan, Halil Bilen, daysı Enver Öner ve ben Sabahattin Yılmaz'ın arılığına planladığımız ziyareti gerçekleştirdik.
Sabahattin abi temizlik konusunda çok titiz.
Her arıcının aslında böyle çalışması gerekir.
Konteyner içersine girerken hepimize galoş verdi, onlarla ancak içeriye girdik.
Hasadı yapılmış sütleri alınmaya hazır çıtaları bizim için bekletmişler.
Çok titiz ve emek vererek yapılan çalışmaları yerinde gördük.
Sütler alınmadan önce içindeki kurtçuklar süzgeç içersine alınıyor.
Buradan süzülen arı sütünü diğeri içersine katmıyorlar.
Burada biriken arı sütünü belli bir oranda balla karıştırıp transfer öncesi memelerin içersinde kullanıyorlar.
Memelerden hasat edilen sütler altında soğutucu bir kap olan kase içersine oradan da bekletmeden dondurucuya götürülüyor.
Arılıkta sepet ve kara kovan tarzında bir sürü koloni mevcut.
Kara kovanları oğul alma amacıyla bulunduruyor.
Bu sene oğul alamadığından yakınıyordu.
İsabet olacak, göstermek için açtığı kovanda bol bol kapalı meme mevcuttu.
Artık Sabahattin abinin gözü ağaçlardan hiç ayrılmaz.
Sağolsun görsel ve bilgi alma konusunda hiçbir şeyi esirgemedi ve bizi arılık dönüşü evinde ağırlayıp öyle yolcu etti.
Türkiye'de arı sütü üretimi yapan ender kişilerden biri.
Kendisinden sonra bu işi sürdürecek yok.
Arı sütü üretimine meraklı kişilere de tüm bilgisini aktarmaya hazır.
Kendisine ve eşine ayrı ayrı teşekkür edip, güzel anılarla hepimiz işlerimizin başına döndük.
----------------------------------------------------------------------
Bu sene kestane bölgelerinden olumlu haberler gelmekte.
İnşallah bu sene herkesin yüzü gülecek.
Benim şimdiden yüzüm gülmeye başladı bile.
Ana arı ızgarasıyla çalışmaya başlamakla ne kadar isabetli karar verdiğim ortaya çıktı.
Bu arada bal akımı başlar başlamaz çiçektozu (polen) tuzaklarını açıp polen toplamamın semeresini de gördüm.
Baharda alamadığım poleni geçen Pazar gününe kadar tuzaklar sürekli açık olarak topladım.
Kestanede ızgara kullanmadan tek kuluçkalık çalışıldığında arı boşalan petek gözlerini arı ekmeği ve balla dolduruyordu.
Devamlı polen tuzaklarının açık durmasının faydası bu çerçeveden belli oluyor.
Kuluçkalıktaki on çerçevenin sekizi sıvama yavru, sadece duvar çerçeveleri polenli.
Yani koloni yönetiminde olmasını istediğimiz gibi.
Hem ızgara kullanıp hem de polen tuzaklarını açtığımda, kuluçkalık polen ve bal blokesi olmadan normal görevini sürdürüyor, bal sadece ballıkta toplanıyor.
Çerçeveleri de birbirine yapıştırmadan çalıştığınızda petekleri alabildiğince şişiriyorlar.
Bu sene kasnağa petekli bal yaptırdığımı söylemiştim.
Bazı koloniler dördüncü kasnağı örüyor.
Biraz geç kalmakla beraber arı ekmeği (perga) üretimi için bir kovanda tadilat yapıp sahaya sürdüm.
İlerleyen zamanda sonuçları paylaşırım.
Bu uygulamanın bir faydası da şu olacak.
Kuluçkalık birbuçuk kat olacak, araya ızgara konulmasa bile kuluçka faaliyeti ballıkta devam etmeyecek diye düşünüyorum.
Hava sıcaklığı arttıkça arıların havalandırma faaliyeti de artıyor.
Çok ilginç, pervane basan arı konumunu hiç değiştirmiyor, hangi açıda içeriye verimli hava gönderecekse o şekilde duruyor.
Dışardan gelenler aralardan zikzak çizerek içeriye giriyor.
Sabahattin abi temizlik konusunda çok titiz.
Her arıcının aslında böyle çalışması gerekir.
Konteyner içersine girerken hepimize galoş verdi, onlarla ancak içeriye girdik.
Hasadı yapılmış sütleri alınmaya hazır çıtaları bizim için bekletmişler.
Çok titiz ve emek vererek yapılan çalışmaları yerinde gördük.
Sütler alınmadan önce içindeki kurtçuklar süzgeç içersine alınıyor.
Buradan süzülen arı sütünü diğeri içersine katmıyorlar.
Burada biriken arı sütünü belli bir oranda balla karıştırıp transfer öncesi memelerin içersinde kullanıyorlar.
Memelerden hasat edilen sütler altında soğutucu bir kap olan kase içersine oradan da bekletmeden dondurucuya götürülüyor.
Arılıkta sepet ve kara kovan tarzında bir sürü koloni mevcut.
Kara kovanları oğul alma amacıyla bulunduruyor.
Bu sene oğul alamadığından yakınıyordu.
İsabet olacak, göstermek için açtığı kovanda bol bol kapalı meme mevcuttu.
Artık Sabahattin abinin gözü ağaçlardan hiç ayrılmaz.
Türkiye'de arı sütü üretimi yapan ender kişilerden biri.
Kendisinden sonra bu işi sürdürecek yok.
Arı sütü üretimine meraklı kişilere de tüm bilgisini aktarmaya hazır.
Kendisine ve eşine ayrı ayrı teşekkür edip, güzel anılarla hepimiz işlerimizin başına döndük.
----------------------------------------------------------------------
Bu sene kestane bölgelerinden olumlu haberler gelmekte.
İnşallah bu sene herkesin yüzü gülecek.
Benim şimdiden yüzüm gülmeye başladı bile.
Ana arı ızgarasıyla çalışmaya başlamakla ne kadar isabetli karar verdiğim ortaya çıktı.
Bu arada bal akımı başlar başlamaz çiçektozu (polen) tuzaklarını açıp polen toplamamın semeresini de gördüm.
Baharda alamadığım poleni geçen Pazar gününe kadar tuzaklar sürekli açık olarak topladım.
Kestanede ızgara kullanmadan tek kuluçkalık çalışıldığında arı boşalan petek gözlerini arı ekmeği ve balla dolduruyordu.
Devamlı polen tuzaklarının açık durmasının faydası bu çerçeveden belli oluyor.
Kuluçkalıktaki on çerçevenin sekizi sıvama yavru, sadece duvar çerçeveleri polenli.
Yani koloni yönetiminde olmasını istediğimiz gibi.
Hem ızgara kullanıp hem de polen tuzaklarını açtığımda, kuluçkalık polen ve bal blokesi olmadan normal görevini sürdürüyor, bal sadece ballıkta toplanıyor.
Çerçeveleri de birbirine yapıştırmadan çalıştığınızda petekleri alabildiğince şişiriyorlar.
Bu sene kasnağa petekli bal yaptırdığımı söylemiştim.
Bazı koloniler dördüncü kasnağı örüyor.
Biraz geç kalmakla beraber arı ekmeği (perga) üretimi için bir kovanda tadilat yapıp sahaya sürdüm.
İlerleyen zamanda sonuçları paylaşırım.
Bu uygulamanın bir faydası da şu olacak.
Kuluçkalık birbuçuk kat olacak, araya ızgara konulmasa bile kuluçka faaliyeti ballıkta devam etmeyecek diye düşünüyorum.
Hava sıcaklığı arttıkça arıların havalandırma faaliyeti de artıyor.
Çok ilginç, pervane basan arı konumunu hiç değiştirmiyor, hangi açıda içeriye verimli hava gönderecekse o şekilde duruyor.
Dışardan gelenler aralardan zikzak çizerek içeriye giriyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder