NERDE KALMIŞTIK

Arıcılıkta yapılması gereken rutin işleri zamanında yaptığınızda sorunsuz bir şekilde sezonu sürdürüyorsunuz.

Bu sene de yağmur ve dolu yağışına rağmen diğer bölgelere göre bereketli sayılabilecek bir hasat yaptım.

İlk hasat sonrası devam etmesini beklediğim  meşe basrası olmadı.

Hal böyle olunca daha fazla beklemeden varroa mücadelesine başladım.

Bayrama kadar dört gün arayla iki kez oksalik asit buharı uyguladıktan sonra bir hafta kadar bekleyip üçüncü buhar uygulamasını yaptım.

Üç uygulama yapmamın sebebi, yaptığımız sayımlarda canlı varroa sayısının bu sene biraz yüksek çıkmasıdır.

Oksalik asit buharının da diğer ilaçlar gibi kapalı gözlerdeki varroalara etkisi yok, ama aralıklı yaptığım uygulamalarla ikinci tur doğan varroayı da imha ediyorum.

Bu dönemde amaç varroayı yok etmek değil, arının gelişimini etkilemeyecek düzeye düşürmektir.

Varroa bulaşıklık düzeyini belli bir orana çekebildiğim anda arı yoluna etkilenmeden devam ediyor.

Kovanların bir kısmına arkadan delik açmıştım, buhar uygulamasını buradan yaparken çok rahat ettim.

Kış uygulamasına kadar diğer kovanları da bu şekle getireceğim.

Uygulamaları ön giriş deliğinden de yapsanız arı uçuşunun az olduğu saatlerde arıda hiç huzursuzluk oluşmuyor.

Bu yazımı resimlerle süsleyemedim.

İnşallah yeni yazımda, bölgemde başlayan arıcılık adına yeni çalışmalar ve gelişmelerle ilgili bol bol resim yayınlarım.

Sürekli olmasa da ara ara gelen basra balı geçen hafta stoklanıp sırlanacak düzeye ulaştı.

Bu sene arılarımda gördüğüm fakat şu ana kadar anlam veremediğim bir gözlemi paylaşayım.

Kuluçka faaliyeti yavru alanları daralmadan, bal kemeri şişirilmeden devam ediyor.

Belki de arılar mevsim şartlarının gidişatında bir tehlike görmüyorlar ki yavruyu hiç azaltmadan kuluçka faaliyetini sürdürüyorlar.

Şimdilik haberler bu kadar.