YOĞUN BİR HAFTA BAŞLANGICI VE DEVAM EDEN İŞLER.
Sıcaklıkların artmasıyla tüm çalışmalar hız kazandı.
Bir yandan oksalik asit buharlaştırma aparatları imalatı, bir yandan arıların bakımı tüm zamanımı doldurmaya başladı.
Bu sene imalatın arasına arı ekmeği (Perga) toplama aparatını da katıyorum.
Almanya ve İsviçre'de oldukça rağbet gören, polenden daha yüksek besin değeri olan ve saklama süresi polenden daha uzun olan bir arı ürünü.
Arı dışardan gelen poleni petek gözlerine stoklarken enzimlerini de kattığı için daha besleyici.
Ülkemizde ekonomik değer kazanması için daha zamana ihtiyaç var, şimdilik kendi ihtiyacımızı karşılamak için hasat yaparsak yeter.
Zamanla arının kendisi için stokladığını değil, bizim için ayrı stoklatma yöntemini öğrenerek ticari olarak düşünebiliriz.
Pazar günü köyde bir arkadaşın arılarını kontrol ederken oldukça sıkıştıklarını, iki koloninin oğula gittiğini görünce güçlü olan kolonileri kontrol altında tutabilmek için böldük.
Arılar kuvvetli olunca bir anda meme bakıcı koloniyi oluşturup, bu senenin ilk larva transferini de yapıverdik.
Çiftleştirme kutularının çoğu kışın fare yüzünden hasar gördüğü için, tüm kutuları kullanamam diye sadece tek çerçeveye larva transferi yaptım, 22 taneden 19'u tutmuş.
Oldukça iyi bir sonuç.
Kısmetse pazar günü memeleri kutulara dağıtırım.
Orhangazideki arılıkta da koloni gelişimi oldukça iyi.
Çok sıkışan kovanlardan hemen bölme yapıp kenara aldım, elimde geçen seneden kutuda kışlamış hazır analardan pazar günü verdimmi kestaneye yetişirler.
Bu sene kestanede ana arı ızgarası ve iki katlı kovanlarla çalışacağım.
Önceki yıllarda denediğim, yüksek verim aldığım metodu tekrar hayata geçireceğim.
Bana göre Kestanede çalışacak arı iki katlı olmalı, üç katlı arıdan aldığım bal bu güne kadar iki katlı kovandan çok fazla olmadı.
Hedefim hasat sonunda hemen hemen varroa mücadelesine başlayıp, hazır analarla bölerek koloni sayısını olabildiğince artırmak.
Neticede arıcılık da diğer tarım ürünleri gibi hava şartlarına bağlı olarak gelişiyor.
Sıcaklıkların artmasıyla tüm çalışmalar hız kazandı.
Bir yandan oksalik asit buharlaştırma aparatları imalatı, bir yandan arıların bakımı tüm zamanımı doldurmaya başladı.
Bu sene imalatın arasına arı ekmeği (Perga) toplama aparatını da katıyorum.
Almanya ve İsviçre'de oldukça rağbet gören, polenden daha yüksek besin değeri olan ve saklama süresi polenden daha uzun olan bir arı ürünü.
Arı dışardan gelen poleni petek gözlerine stoklarken enzimlerini de kattığı için daha besleyici.
Ülkemizde ekonomik değer kazanması için daha zamana ihtiyaç var, şimdilik kendi ihtiyacımızı karşılamak için hasat yaparsak yeter.
Zamanla arının kendisi için stokladığını değil, bizim için ayrı stoklatma yöntemini öğrenerek ticari olarak düşünebiliriz.
Pazar günü köyde bir arkadaşın arılarını kontrol ederken oldukça sıkıştıklarını, iki koloninin oğula gittiğini görünce güçlü olan kolonileri kontrol altında tutabilmek için böldük.
Arılar kuvvetli olunca bir anda meme bakıcı koloniyi oluşturup, bu senenin ilk larva transferini de yapıverdik.
Çiftleştirme kutularının çoğu kışın fare yüzünden hasar gördüğü için, tüm kutuları kullanamam diye sadece tek çerçeveye larva transferi yaptım, 22 taneden 19'u tutmuş.
Oldukça iyi bir sonuç.
Kısmetse pazar günü memeleri kutulara dağıtırım.
Orhangazideki arılıkta da koloni gelişimi oldukça iyi.
Çok sıkışan kovanlardan hemen bölme yapıp kenara aldım, elimde geçen seneden kutuda kışlamış hazır analardan pazar günü verdimmi kestaneye yetişirler.
Bu sene kestanede ana arı ızgarası ve iki katlı kovanlarla çalışacağım.
Önceki yıllarda denediğim, yüksek verim aldığım metodu tekrar hayata geçireceğim.
Bana göre Kestanede çalışacak arı iki katlı olmalı, üç katlı arıdan aldığım bal bu güne kadar iki katlı kovandan çok fazla olmadı.
Hedefim hasat sonunda hemen hemen varroa mücadelesine başlayıp, hazır analarla bölerek koloni sayısını olabildiğince artırmak.
Neticede arıcılık da diğer tarım ürünleri gibi hava şartlarına bağlı olarak gelişiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder