Hasat sonrasında arı bölme işleminden önce yapılması gereken en önemli şey varroa mücadelesi idi.
Yavrulu olduğu için süzemediğim balları ızgaranın üzerine alıp yavru çıkmasını beklerken, yine varroa mücadelesini erteledim.
Yaptığım mücadele şekli organik asitlerle olmasına rağmen, bal almadan varroa mücadelesini kesinlikle yapmıyorum.
Bu arada arılığın taşınması, bu mücadeleyi biraz daha geciktirdi.
Bu sene varroa baskısı fazla olmamasına rağmen, ertelemek fazla riskli olacak, bu yüzden bayramla birlikte varroa mücadelesine başlıyorum.
Eski arılığımda bıraktığım gözlem kovanı ve üç adet anasız koloniye, Orhangazi'deki bacanağın arılarına ilk uygulamayı Çarşamba günü oksalik asit buharıyla yaptım.
Uygulamayı arı uçuşunun en yoğun olduğu öğle saatlerinde, Polen tuzak girişlerinden yapmama rağmen sıkıntı yaşamadım.
Biraz hareketlenme artsa da kısa sürede koloni düzeni kuruldu ve faaliyetlerine devam ettiler.
Alevden etkilenen birkaç arı zayi oldu ama arılarda oluşan stresi izlemek, sonuçları görmek adına bu denemeyi yapmam gerekiyordu.
Bu uygulamanın sonuçlarına göre, üç gün arayla yine oksalik asit buharı veya formik asitle bu mücadeleyi sürdüreceğim.
Bu gün AGAM' bir ziyaret gerçekleştirdim.
Geçen sene Ertan hocaya iki sağımdan elde edilen ballardan nümuneler vermiştim, balların mikroorganizmalar üzerindeki etkilerini araştırıyorlar.
Verdiğim nümunelerden ilk sağımdan elde edilen bal iki mikroorganizma üzerinde, ikinci sağımdan elde edilen bal üç mikroorganizma üzerinde etkili olmuştu.
Bunun tesadüfi mi yoksa bölgedeki balın karakteristik özelliği mi olduğunu anlama adına tekrar nümune istemişti onu götürdüm.
Gitmişken İbrahim hoca eşi Selvinar hanım ve ekibiyle ana arı kutularında mum güvesi hasarı üzerine sohbet ettik.
Bizlerdeki aynı sıkıntıyı onlar da yaşıyor, güve baskısıyla kutu terkleri ileri düzeyde.
Varroa baskısının az olduğunu söyledim aynı tesbite katılıyorlar.
Bu arada Almanya'dan daha önce bahsettiğimiz modelde nümune ana arı kutuları gelmiş, altları tamamen ızgaralı, iki katlı.
Strafordan olmasına rağmen, tahta kadar sert, bastırdığım halde parmak izi oluşturamadım.
Ülkemizde bu (dansite) yoğunlukta üretim yapacak firma herhalde yoktur.
Petek odasına nihayet klima taktırmışlar, denemek için diğer peteklerin arasında bir yere özellikle güveli bir petek koymuşlar, takip ediyorlar.
Soğuk ortamda güve faaliyetinde ilerleme yok denecek düzeyde, yani petekleri saklama adına sonuç mükemmel.
Arıcılarımızın varroadan sonraki başbelası petek güvesine karşı yapacakları en gerekli mücadele şekillerinden birisi petekleri derin dondurucuda şoklayıp paketlemek veya klimatize edilmiş bir ortamda açık olarak saklamaktır.
Yavrulu olduğu için süzemediğim balları ızgaranın üzerine alıp yavru çıkmasını beklerken, yine varroa mücadelesini erteledim.
Yaptığım mücadele şekli organik asitlerle olmasına rağmen, bal almadan varroa mücadelesini kesinlikle yapmıyorum.
Bu arada arılığın taşınması, bu mücadeleyi biraz daha geciktirdi.
Bu sene varroa baskısı fazla olmamasına rağmen, ertelemek fazla riskli olacak, bu yüzden bayramla birlikte varroa mücadelesine başlıyorum.
Eski arılığımda bıraktığım gözlem kovanı ve üç adet anasız koloniye, Orhangazi'deki bacanağın arılarına ilk uygulamayı Çarşamba günü oksalik asit buharıyla yaptım.
Uygulamayı arı uçuşunun en yoğun olduğu öğle saatlerinde, Polen tuzak girişlerinden yapmama rağmen sıkıntı yaşamadım.
Biraz hareketlenme artsa da kısa sürede koloni düzeni kuruldu ve faaliyetlerine devam ettiler.
Alevden etkilenen birkaç arı zayi oldu ama arılarda oluşan stresi izlemek, sonuçları görmek adına bu denemeyi yapmam gerekiyordu.
Bu uygulamanın sonuçlarına göre, üç gün arayla yine oksalik asit buharı veya formik asitle bu mücadeleyi sürdüreceğim.
Bu gün AGAM' bir ziyaret gerçekleştirdim.
Geçen sene Ertan hocaya iki sağımdan elde edilen ballardan nümuneler vermiştim, balların mikroorganizmalar üzerindeki etkilerini araştırıyorlar.
Verdiğim nümunelerden ilk sağımdan elde edilen bal iki mikroorganizma üzerinde, ikinci sağımdan elde edilen bal üç mikroorganizma üzerinde etkili olmuştu.
Bunun tesadüfi mi yoksa bölgedeki balın karakteristik özelliği mi olduğunu anlama adına tekrar nümune istemişti onu götürdüm.
Gitmişken İbrahim hoca eşi Selvinar hanım ve ekibiyle ana arı kutularında mum güvesi hasarı üzerine sohbet ettik.
Bizlerdeki aynı sıkıntıyı onlar da yaşıyor, güve baskısıyla kutu terkleri ileri düzeyde.
Varroa baskısının az olduğunu söyledim aynı tesbite katılıyorlar.
Bu arada Almanya'dan daha önce bahsettiğimiz modelde nümune ana arı kutuları gelmiş, altları tamamen ızgaralı, iki katlı.
Strafordan olmasına rağmen, tahta kadar sert, bastırdığım halde parmak izi oluşturamadım.
Ülkemizde bu (dansite) yoğunlukta üretim yapacak firma herhalde yoktur.
Petek odasına nihayet klima taktırmışlar, denemek için diğer peteklerin arasında bir yere özellikle güveli bir petek koymuşlar, takip ediyorlar.
Soğuk ortamda güve faaliyetinde ilerleme yok denecek düzeyde, yani petekleri saklama adına sonuç mükemmel.
Arıcılarımızın varroadan sonraki başbelası petek güvesine karşı yapacakları en gerekli mücadele şekillerinden birisi petekleri derin dondurucuda şoklayıp paketlemek veya klimatize edilmiş bir ortamda açık olarak saklamaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder