Sezon başlangıcı hemen hemen tüm bölgelerde yağışlı geçti.
Yağışların getirdiği olumsuzluklar başta korkutsa da, sonrasında düzelen havalar durumu kurtardı.
Kestane çiçeği yağmur sebebiyle birlikte çok az ürün verdi, açığı ıhlamur kapattı.
İlk hasattan sonra başlayan basra balı akımı oldukça verimli geçti, ilk sağıma eş değerde ikinci sağımı yaptım.
Bal akımının uzun sürmesinin getirdiği bir olumsuzluk ta bazı kolonilerin oğula gitmesine yol açtı.
Tabi sürekli arılıkta olmayınca ilk oğulları kaçırdım.
Arılarımın oğula gitmesinin tek suçlusu benim.
Bala çalışacak tüm kolonilerde bal akımı başlarken kuluçkalık üzerine ana arı ızgarası koyuyorum.
Sezon uzayıp hasat gecikince, rutin olarak yapacağım meme kontrolunu yapmadım.
Tabi ki sıkışan arı oğul verecek.
Bu kadar sıkışık çalışmasına rağmen Aydın/Çine meşeli kolonilerden bir tanesi beni şaşırttı.
Kuluçkalıkta on çerçevenin onu da sıvama yavru ve oğul eğilimi hiç yok.
Bu koloni dördüncü kata çıktı ve iki ballık ful bal aldım.
İkinci sağımda da en verimli koloni bu oldu ve hala ikinci katta bal toplamaya devam ediyor.
Dikkatsiz çalıştığımda biraz hırçınlaşıyor.
Olsun, yok zamanda bu kadar bal yapıp gücünü korusun da tek kusuru biraz hırçın olsun.
Hazır anayla yaptığım bölmeler şu an bomba gibi, çıkan yavruların yerine sıvama yumurtlayıp kapatmışlar.
Arılarda yavru hiç kesilmedi ve azalmadı, buna rağmen arılarımda varroa baskısı hiç yok.
Kış öncesi varroa mücadelesi olarak Pazar günü bir tur Oksalik asit buharı uyguladım.
İkinci uygulamayı bayramda yaparım artık
Kovanların arkalarına delik delmekle ne kadar isabetli bir iş yaptığımızı uygulama yaparken anladım.
Hava sıcak, arı hareketli iken hiç sıkıntı yaşamıyorsunuz.
Yağışların getirdiği olumsuzluklar başta korkutsa da, sonrasında düzelen havalar durumu kurtardı.
Kestane çiçeği yağmur sebebiyle birlikte çok az ürün verdi, açığı ıhlamur kapattı.
İlk hasattan sonra başlayan basra balı akımı oldukça verimli geçti, ilk sağıma eş değerde ikinci sağımı yaptım.
Bal akımının uzun sürmesinin getirdiği bir olumsuzluk ta bazı kolonilerin oğula gitmesine yol açtı.
Tabi sürekli arılıkta olmayınca ilk oğulları kaçırdım.
Arılarımın oğula gitmesinin tek suçlusu benim.
Bala çalışacak tüm kolonilerde bal akımı başlarken kuluçkalık üzerine ana arı ızgarası koyuyorum.
Sezon uzayıp hasat gecikince, rutin olarak yapacağım meme kontrolunu yapmadım.
Tabi ki sıkışan arı oğul verecek.
Bu kadar sıkışık çalışmasına rağmen Aydın/Çine meşeli kolonilerden bir tanesi beni şaşırttı.
Kuluçkalıkta on çerçevenin onu da sıvama yavru ve oğul eğilimi hiç yok.
Bu koloni dördüncü kata çıktı ve iki ballık ful bal aldım.
İkinci sağımda da en verimli koloni bu oldu ve hala ikinci katta bal toplamaya devam ediyor.
Dikkatsiz çalıştığımda biraz hırçınlaşıyor.
Olsun, yok zamanda bu kadar bal yapıp gücünü korusun da tek kusuru biraz hırçın olsun.
Hazır anayla yaptığım bölmeler şu an bomba gibi, çıkan yavruların yerine sıvama yumurtlayıp kapatmışlar.
Arılarda yavru hiç kesilmedi ve azalmadı, buna rağmen arılarımda varroa baskısı hiç yok.
Kış öncesi varroa mücadelesi olarak Pazar günü bir tur Oksalik asit buharı uyguladım.
Kovanların arkalarına delik delmekle ne kadar isabetli bir iş yaptığımızı uygulama yaparken anladım.
Hava sıcak, arı hareketli iken hiç sıkıntı yaşamıyorsunuz.
