GÜRLE ARICILIK

26 Eylül 2011 Pazartesi

YAĞMURUN ARDINDAN

Şiddetli yağan yağmurun bazı bölgelerde verdiği zararı duyunca işten biraz erken çıkıp, korku ve endişe içersinde köye gittim.

Hava kararmadan köye vardım ve arılıkta kısa bir gözlem yaptım.

Boşuna endişelenmişim, Bursa'ya yağan yağmurun hızı ve miktarı köyde yoktu.

Geçen hafta bazı kovanlara; tüpte ana arı vermiştim, ilk önce kapaklarını açıp onları bıraktım.

Birbirlerini iyice özlemişler, hemen kabul edildiler.

Ertesi gün sıcaklık yükselene kadar bekleyip, ana arı kutularını detaylı bir şekilde kontrola başladım.

Bir kaç kutuda üst kapakları sıkan vidaların dibinden su girmiş, onun dışında herhangi bir olumsuzluk göremedim.

Hatta, kontrol ederken gördüğüm manzara, iyice keyiflendirdi diyebilirim.








Kutulardaki arı  mevcudu iyice artarak sıkışmış, bal kemerlerini şişirip yavruyu döşemişler.

Ana arılarını kullandığım 10 kadar kutuyu; mevsim olarak  geç oldu diye larva transferi yapmamış, kendi hallerine bırakmıştım.

Kendi analarını çıkarmışlar ve hepsi çiftleşip yumurtlamaya başlamış, fazla uğraşıp boyamaya gerek duymadım, nasıl olsa kıştan çıkma başarısını gösterenler; verimsiz ise değiştirilecekler.

Ana arı yetiştirmekteki öncelikli amacım, kolonilerde doğal ana kayıplarına bağlı olarak yaşadığım gelişme sürecinin, artık kesintiye uğramaması.

Arıcının en büyük kozu; yöreye uyum sağlamış ekotip arılardan ürettiği genç ve verimli ana arılarla çalışmaktır.

Bunun ardından; iyi bir koloni yönetimi ve etkin Varroa mücadelesi gelmektedir.

Bu sürece bizim yapabileceğimiz katkı bundan ibaret, gerisi  flora zenginliği,  mevsim ve çevre şartlarına bağlı.

Üç yıldır; kolonilerimde organik asitlerle başarılı bir şekilde Varroa mücadelesi yapıyorum, aynı uygulamaya bu yıl da devam ettim.
Geçen hafta  %85 lik Formik asit verdiğim kovanlara, ikinci mücadeleyi asit konsantrasyonunu  %50'ye düşürerek uygulamış, diğer bir grup kovana da, Oksalik asit buharı vermiştim.





Gözleme dayalı yaptığım kontrolda, her iki uygulamada da; çiçektozu (polen) çekmecelerine dökülen Varroa miktarı aşağı yukarı aynı düzeyde idi.

Varroayla mücadelede amaç tamamen yok etmek değil, pratik olarak bu mümkün de değil.

Başarı,  mevcut Varroa sayısını arının gelişimini engelemiyecek düzeyde tutabilmektir.

Kolonilerimde; ilk mücadeleden arta kalan bu düzeydeki Varroanın  bu günden sonra, aşırı bir artış göstererek arıya zarar vermesi mümkün gözükmüyor.

Doğa cömertçe vermeye, arılar da taşımaya devam ediyor.



Kış stoklaması için, ilave besleme yapmaya gerek gözükmüyor.

Kış gelmiyecek gibi gözükse de artık hazırlık yapma zamanı.




Daha önce kuluçka düzenlemesini yaptığım kolonilerin bazıları  iki katlı durmaktaydı, ballıkları alıp arıyı kuluçkalığa sıkıştırdım, boşta duran ilaveler görüntüyle çelişse de tüm kovanlar boy olarak eşitlendi.

Bundan sonraki kontrolda; koloni gücüne göre düzenleme yapıp, gerekiyorsa yavrulu çerçeve ve besin takviyesi yaparak sıkıştırma yapılacak.

Peşinden; uygun koşullar oluştuğunda, bu yılın ikinci ve son Varroa mücadelesini Oksalik asit buharıyla yapacağım.

Kış döneminde yapılan bu uygulama; arının kuluçka faaliyeti en alt düzeyde olduğu için, Varroayla  mücadelede en etkili yöntemlerden birini oluşturuyor.

Bu yüzden, gelecek senenin hasat dönemi sonuna kadar; başka bir mücadele yapma gereği duymuyorum.

İnşallah, bu yıl da koloni kaybı yaşamadan; kışlatma başarısını sürdürürüm. 

18 Eylül 2011 Pazar

FORMİK ASİTLE VARROA MÜCADELESİNE DEVAM

Perşembe günü yaptığım kontrolda ana kaybı diye düşündüğüm koloni ana değiştirmiş, genç çiftleşmemiş bir ana çerçeveler üzerinde dolaşıyordu.

Hemen hazır analardan biriyle, tüpte yer değişikliği yaparak bıraktım.

Yaptığım uygulamada 24 saatte buharlaşmasını istediğim %85'lik formik asit daha erken buharlaşmıştı, bazı aparatları arı sakızıyla(propolis) kapatmaya başlamışlardı.

Organik asitlerle yapılan uygulamalarda koloni gücüne ve hava sıcaklığına bağlı olarak doz ayarlamak çok önemli, bu yüzden gördüğüm her olumsuzluğu buna yormuştum, ama korktuğum gibi değilmiş.

Varroa dökülmesi devam ediyor, ikinci uygulamayı her ihtimale karşı%50'lik formik asitle yaptım.



Maalesef, 5 ml formik asit verdiğim kutulardan birini kaybettim, o yüzden kutularda ve damızlık kolonilerle,10 adet kovanda oksalik asit buharıyla Varroa mücadelesi yaptım.

Şu anda hiç bir olumsuzluk gözükmüyor, arıların kışa hazırlanması mükemmel.




Yavru düzeni ve bal kemeri mükemmel görünüyor.

İlerleyen günlerde Varroa sayımı yaparak, iki uygulamanın farkını göreceğim.

16 Eylül 2011 Cuma

FORMİK ASİT UYGULAMASI SONUNDA KOLONİLERDE VARROA SAYIMI.

Cumartesi günü, AGAM'da Hürrem'den üretilip suni dölleme yapılan, iki adet ana arımı almak üzere, İbrahim Çakmak hocayla Perşembe gününe sözleştik.

Görüşmemizde, kullandıkları Oksalik asit buharlaştırma aparatında sorun olduğunu söyleyince, kendi kullandığım tekli aparatı ve Formik asit uygulamasında  kullandığım aparatlardan 8 adedini deneme yapmaları için bıraktım.

Proje kapsamında yürütülen çalışmalardan biri olan, Organik asitlerle yapılanVarroa mücadelesinin, arı üzerinde yarattığı stres ölçümlerini yapmak üzere, ne kadar yöntem varsa deneyip örnek alıyorlar.

Bu örnekler, Amerika'ya gönderilip laboratuvar çalışmalarında kullanılacak.

Uzun bir süre sohbet ettikten sonra ,ana arıları almak üzere iki ayrı arılığa gittik.

Civarda anız yakmayla başlayan yangın, ormana sıçrayınca büyük tehlike atlatmışlar.

Yangın kovanlara 20 m kala söndürülmüş, ama tarlacı arı kayıpları kolonileri epey zayıflatmış.

Anaları bulundukları kovanlardan birer çerçeve arısıyla birlikte alıp, yarım (ruşet) kovanlara koyarak köye götürdüm.

Suni dölleme yapılan anaların gelişimini hızlandırmak için yanına, çıkmaya yakın, kapalı yavrusu ve genç arısı bol olan birer çerçeve arıyı, takviye olarak verdim.



Amaç ana arıları riske atmadan, kabul sorunu yaşamadan koloni oluşturmak ve kışa hazırlamak.

Bu arada Formik asit verdiğim kolonilerde dökülen Varroa miktarını da kontrol ettim.

Dökülen Varroa miktarı beklediğimden biraz az göründü.



Uygulamanın sonucundan emin olmak için, Varroa sayımı yaptım.





Kuşkularım beni haklı çıkardı, kalan Varroa miktarı ikinci bir uygulama yapmayı gerektirecek kadar fazla.

Kolonilerin tümünü kontrol etmedim.

Önce anası eski, hızla kadro kaybeden bir koloniden başladım.

Tam isabet, günlük yumurta yok, ana kaybı ve kalan Varroa bulaşıklık düzeyi oldukça yüksek.

Ana kaybını görünce hemen damızlık koloniyi kontrol ettim, Hürrem'i bütün endamıyla dolaşırken görmenin sevincini anlatamam.



Normal faaliyetini sürdüren başka bir kolonide durum daha iyi, Varroa sayısı diğerinden oldukça düşük, yine de mücadele edilmesi gerekecek kadar var.

Hava şartları bu şekilde seyrettiği takdirde kolonilerde kuluçka faaliyeti süreceğinden, Varroa mevcudu da artarak devam edecek.

Amacım, Oksalik asit buharıyla, yavrusuz dönemde yapacağım mücadeleye  kadar,Varroa'nın arıya vereceği  hasarı  azaltmak.

Pazar günü tüm kolonileri elden geçirip, tekrar Formik asit uygulaması yapacağım.

Başka ana kaybı varsa yedekteki anaları sahaya sürüp, kolonileri güçten düşürmeden yola devam edececeğim.

Elde, hazır ana bulundurmanın rahatlığı bu olsa gerek.

11 Eylül 2011 Pazar

HASAT SONU FORMİK ASİTLE VARROA MÜCADELESİ

Formik asidi, kovanlarda  pratik olarak uygulayabilmek için aparat arayışı içindeydim.

Geçen yıl benzeri bir uygulamayı, bu sene  çerçeve aralarına sığacak şekilde paslanmaz malzemeden hazırladığım buharlaştırma aparatlarıyla yaptım.




Önce, aparatların kovanlarda uygun yerlere yerleştirerek, uygulama öncesi hazırlığı tamamladım.





Bu arada, bayramda kuluçkalık düzenlemesini yaparken yukarıya aldığım ballı çerçeveleri de aldım.

Ekim ayı ortası, son düzenlemeleri yaparken bir hasat daha yapılacak ve alınan ballı çerçeveler arıya verilmek üzere depoya kaldırılacak.



Akşam üzeri, önceden yerleştirdiğim buharlaştırıcı aparatlara 10 ml formik asidi enjekte ederek işlemi tamamladım.

Tabi ki bu uygulamayı yapmadan önce, güvenliğimle ilgili bütün gerekleri yerine getirdim

Yeni aldığım maske, organik asit buharına karşı koruyucu özelliği olan filitrelere sahip.

İşe yarayıp yaramadığını, Oksalik asit ve Formik asit buharına karşı deneyerek test ettim.

Sonuç olumlu, en ufak bir rahatsızlık hissettirmiyor.



Pazar günü yaptığım kontrolda asidin tamamı buharlaşmıştı, çiçektozu (polen) çekmecelerini tamamen geriye çektiğim için, dökülen Varroları görme fırsatım olmadı.

Çekmeceleri tekrar yerlerine sürüp bıraktım, esas sonuç bundan sonraki günlerde belli olacak.

Yapılan uygulamanın başarısı uygulama öncesi ve sonrasında yapılacak Varroa sayımıyla belli olur, fakat zaman darlığı sebebiyle ilk sayımı yapamadım.

Uygulama sonu yapılacak sayım Varroanın bulaşıklık düzeyi hakkında yeterli bilgiyi vereceği için, kış öncesi başka uygulama yapıp yapmıyacağım hakkında veri oluşturacak.

Formik asitle yaptığım uygulama, bu yılın ilk mücadelesi ve Varroaya ilk darbeyi onunla vuruyorum.

Peşinden arının kuluçka faaliyetinin olmadığı veya en az olduğu dönemde de, Oksalik asit buharlaştırma yöntemiyle kesin ve etkili darbeyi vuruyorum.

Varroayla mücadelede Organik asit kullanarak, üç yıldır başka bir mücadeleye gerek kalmadan ve  hiç koloni kaybı yaşamadan bahara çıkıyorum.



Petek odasında bu sene mum güvesi zararı yaşayınca, önlem olarak odaya klima kurdum, klima sürekli açık ve sonuç mükemmel.

Bu sıcaklık değerlerinde mum güvesi aktif hale geçemiyor, havaların soğumasıyla birlikte klima da istirahata geçecek.